Büyük boyutlarına ve haşmetine rağmen Wrangler’ın iç mekanı öyle büyük bir genişlik hissine sahip değil. İyi düzeyde başarılı darbe emişine sahip olan Jeep Wrangler Rubicon gerçekten rakipsiz. Engelleri aşmak çocuk oyuncağı ve bu sırada en küçük bir zorlanma dahi yaşanmıyor. Rubicon versiyonuna özel, daha kısa oranlı ve heavy-duty olarak anılan yüksek dayanımlı Rock-Trac transfer kutusu sayesinde arazide ilerleme kabiliyeti arttırılıyor. Zorlu koşullardaki başarının arkasındaki aktörlerden bir diğeri de, 2.8 litrelik dizel motor. Jeep’in sivil bir Wrangler modeline uyguladığı ilk dizel motor olan 4 silindirli ünite, ağır kütleyi hem 177 HP’lik gücü hem de 410 Nm’lik torkuyla destekliyor. Bu kadar yüksek torku 2000-2600 d/d aralığında üretiyor oluşu, arazi sürüşleri için oldukça yararlı. Bunun yanında, motorun 5 oranlı otomatik şanzımanla birlikteliği konfora da katkı sağlıyor. Fakat şanzımanın yakıt tüketimini ve motorun yüksek homurtularını azaltmak için overdrive fonksiyonuna çabuk geçiyor oluşu, akıcılık hissini azaltıyor. Jeep, Wrangler’ın en maceracı versiyonuna, Batı Amerika’nın en meşhur macera rotalarından biri olan Rubicon adını uygun görmüş. 35 km’den biraz uzun olan bu rota, gerçekten tehlikeli ve acemi sürücülere pek uygun değil. Araçların rahatlıkla kırılabileceği zorlu geçişleriyle ünlü Rubicon Rotası’nın bir kısmı, Jeep mühendislerince test parkuru olarak da kullanılıyor. Hal böyle olunca, bu en zorlu parkurun adını taşıyan Wrangler’ın de özel olarak donatılması gerekmiş. 2,72 yerine 4,0′lık değerle oranlandırılmış transfer kutusu, ayrıca çok daha zorlu koşullara göğüs gerecek şekilde güçlendirilmiş. Gerektiğinde elektrikli olarak yerinden çıkartılabilen viraj demiri ve kilitlenebilen diferansiyeller de, Rubicon’un diğer uzmanlık donanımları.
Tasarımın ve boyutların heybetinin, trafikte büyük üstünlük sağlaması kötü görüş açıları gibi zayıflıkları giderirken, yüksek yapısı ve kaba tasarımı Wrangler’ın aerodinamik direnç katsayısını 0,49 CW düzeyine çıkarıyor.
